December
2002
|
Sayfa 132-133
KAPADOKYA'DA BİR KIŞ VAKTİ - Belgin Baş
Nereden başlasam, nasıl anlatsam Sinasos'u, Kızılvadi'yi, Güvercinliği, İbrahim Paşa'yı, Uçhisar'ı, Avanos'u, Ihlara'yı, kısacası Ürgüp'ü, Göreme'yi, yani peribacalarını, yani Kapadokya'yı...
Sanırım kimse 'Kapadokya'yı görmeden aman ölme' demediği için olsa gerek hala bu inanılmaz doğa harikalarını görmedik diyenler var (Tez vakitte onlara yol tarif edile).
Kapadokya İç Anadolu bölgemizin Nevşehir ilinde bulunmaktadır. İstanbul'dan karayoluyla 7-8 saat (ki Tuz Gölü'nün yanından geçiyorsunuz, görülmeye değer) veya havayoluyla Kayseri'ye iniş ve Kapadokya'ya geliş toplam iki saat. Gerçi ben bu ziyaretimi, Kapadokya bölgesini ne zaman Japonlar'a verdiğimizi ve orayı görmek için neden bu kez Uzakdoğu üstünden gittiğimizi anlamaya çalışmakla geçirdim... Hakikaten ciddi bir istila durumu söz konusu. Yörede Japonca ikinci dil olmuş sanki. Önlerine konan yemek de dahil her şeyi fotoğraflamakla meşguller. Ben de böylelikle hep onların dünyaya ve hayata vizörden bakma özelliklerinin, iyimser bir tahminle buraları göremeyen diğerleri için olduğuna inanmışken, aslında hiç de öyle olmayıp, kendileri için bir bellek oluşturduklarını öğrenmiş oldum!
Dünyanın en eski ve doğal yerleşim bölgelerinden olan Peri bacalarını görmenin elzem olduğuna inananlar çoğunlukla yabancı ziyaretçilerdi. Ve bu ziyaretçilerin arasından burayı daimi ikamet olarak görmek isteyenler de olmuş olmalı ki kaya evlerden satın alıp yerleşen birçok yabancı konuk var. Eğer yerli turistleri soracak olursanız onlar da "Asmalı Konak" gibi diziler sayesinde yöreye ayak basıyor, film setinin ve çekim ekibinin yanından bir saniye bile ayrılmadan, tarihi ve kültürel gezilerini noktalıyorlar.
Her mevsim ayrı bir güzelliğe kavuşan Kapadokya'nın kar altındaki görüntüsünün daha da büyülü olduğu söyleniyor. Bundan da anlaşılacağı üzere burayı ziyaret etmek için yaz ayları dışında da her sezon uygun görünüyor. Ayrıca şimdiye dek görüp görebileceğiniz en temiz ve düzenli iki beldenin Ürgüp ve Göreme olacağına da eminim. Aynı şekilde yöre halkı da kendi hayatlarını sürdürürken geçip gitmekte olan bizlere yalnızca kısacık bir bakış atıyorlar.
Kapadokya'nın bir one night stand ilişkiden çok daha fazlasını hakettiği aşikar. Burası klasik anlamda ziyaret edilecek turistik bir bölgeden çok binlerce yıl önce kurulmuş yaşamlar üzerine bir gizem, bir deneyim... Fethedeceğiniz bir yer değil, sizi fethedecek bir yer...
YUNAK EVLERİ
Zamanın aheste aktığı bu perili diyarda, doğal yapıya hiçbir zarar vermeden oluşturulan çok hoş butik oteller bulunuyor. Yunak Evleri de onların arasında ilk tercih edileni. Neden böyle olduğu daha Yunak Mahallesi'ne adım atar atmaz anlaşılıyor. (Eskiden evlerinde su bulunmayan kadınların işlerini görmek için çeşme başında toplanmaları bu ismin verilmesine esin kaynağı olmuş). Bir sokak ama sanki otelin avlusu, otel dediğimiz de birbirinden bağımsız ayrı kapılardan girilen bahçesi/balkonu/avlusu olan 27 adet kaya oda/ev. Evlerin restorasyonu da daha önceki kullanım biçimlerine sadık kalınarak, tarihi özellikleri korunarak yapılmış. Doğal olarak hiçbir oda/evin boyutu diğerlerine benzemiyor; bu özellik sayesinde de Balayı Suiti ve Osmanlı Suiti gibi şık seçenekler oluşmuş... 5. ve 6. yüzyıldan kalma kaya evlere eşlik eden bir de muazzam 19. yüzyıl Rum konağı var.
Konağın giriş katı ortak kullanıma yönelik oturma ve müzik odaları, üst kat ise kahvaltı ve yemek salonu olarak kullanıma açık. Yaz aylarında ise yemek, yıldızların altında terasta yeniliyor. Kaya evlerin ve konağın dekorasyonunda kullanılan her obje, üzerine düşünülerek özenle seçilmiş. Eski sandıklar, antika komodinler, pirinç karyolalar, elişi dantel perdeler, çalışma masaları, son derece şık ve lüks tasarlanmış banyolarıyla bir mağara bu kadar zarif ve yaşanılır kılınabilir. Hatta odaların bu denli zevkli ve rahat olması ve bir ev sıcaklığı vermesi yöreye yapılacak geziler için bir handikap oluşturuyor. Çünkü hiçbir durum ve koşulda orayı terketmek istemiyor, hava bozsa da bütün gün burada geçse duygusuyla boğuşuyorsunuz.
Ayrıca 2002 yılında Best Designed Hotels in Europe kitabına Türkiye'den girmiş tek otel. Müşteri portföyünü de zaten dünyanın hemen her ülkesinden gelen ziyaretçiler oluşturuyor. Yunak Evleri şu sıralar oydukları kayalardan da bir havuz, hamam, sauna, jakuzi, masaj bir nevi spa kompleksi oluşturmakla meşgul.
İşte iflah olmaz müşkülpesentlerin bile memnun kalarak ayrıldığı Yunak Evleri böyle bir rüya...
Hoşgeldiniz... |
|
|